Antalya, dinamik ticari yaşamıyla öne çıkan önemli bir merkezdir. Bu canlı ekonomide, ticari ilişkiler ve bu ilişkilerden doğan uyuşmazlıklar kaçınılmazdır. Ticari uyuşmazlıkların çözümünde mahkemeler, tarafların iddialarını ispatlamak için çeşitli delillere başvurur. Bu deliller arasında, ticari defterler özel bir öneme sahiptir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) uyarınca ticari defterler, belirli şartlar altında güçlü birer delil niteliği taşıyabilir ve yargılamanın seyrini doğrudan etkileyebilir.
Bu makalede, Antalya’daki ticari işletmelerin ve hukuk profesyonellerinin sıklıkla karşılaştığı ticari defterlerin mahkemelerdeki delil değeri, hangi durumlarda delil olarak kabul edildikleri, incelenme süreçleri ve bu süreçte dikkat edilmesi gereken hukuki nüanslar detaylı bir şekilde ele alınacaktır. Ticari defterlerin doğru ve usulüne uygun bir şekilde tutulmasının, olası hukuki ihtilaflarda işletmeler için ne denli hayati bir rol oynadığına dikkat çekilecektir.
Ticari Defter Tutma Yükümlülüğü ve Hukuki Temeli
Türk Ticaret Kanunu, her tacire ticari defter tutma yükümlülüğü getirmiştir. Bu yükümlülük, tacirlerin ticari faaliyetlerini düzenli bir şekilde kaydetmelerini, mali durumlarını şeffaf bir biçimde ortaya koymalarını ve böylece hem kendi iç denetimlerini sağlamalarını hem de üçüncü kişilerle olan ilişkilerinde güvenilir bir zemin oluşturmalarını amaçlar. Defter tutma yükümlülüğü sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda olası bir yargılamada tacirin kendi lehine delil yaratma potansiyelini de barındırır.
Ticari defterlerin hukuki dayanağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64 ve devamı maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 199 ve devamı maddeleridir. TTK, hangi defterlerin tutulması gerektiğini (yevmiye defteri, defter-i kebir, envanter defteri, karar defteri vb.) ve bu defterlerin nasıl tutulması gerektiğini ayrıntılı olarak düzenler. HMK ise, bir belgenin nasıl delil olarak sunulacağını ve değerlendirileceğini belirlerken, ticari defterlere özgü hükümleriyle onların ispat gücünü ortaya koyar.
Ticari Defterlerin Mahkemede Delil Niteliği
Ticari defterler, mahkemede bir iddiayı ispat etmek veya çürütmek için başvurulan önemli bir delil türüdür. Ancak her ticari defter, aynı ispat gücüne sahip değildir. Hukukumuzda ticari defterlerin delil niteliği, tutulma şekillerine ve tarafların tacir olup olmamasına göre farklılık gösterir.
Lehe Delil Niteliği
Bir tacir, kendi ticari defterlerini kendi lehine delil olarak kullanabilir. Ancak bunun için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir:
* Usulüne Uygun Tutulma: Defterlerin Türk Ticaret Kanunu’nun ve ilgili yönetmeliklerin belirlediği şekil şartlarına (açılış ve kapanış onayları, kayıtların düzenliliği, silinti ve kazıntı olmaması vb.) uygun olarak tutulmuş olması esastır. Usulüne uygun tutulmayan defterler, lehe delil teşkil etmez.
* Karşı Tarafın Tacir Olmaması: Eğer davada karşı taraf tacir değilse, usulüne uygun tutulmuş ticari defterler ancak “takdiri delil” niteliğindedir. Yani hâkim, defterdeki kayıtları diğer delillerle birlikte değerlendirerek bir kanaate varır. Hâkimi bağlayıcı bir delil değildir.
* Karşı Tarafın Tacir Olması: Eğer davada karşı taraf da tacir ise ve o da usulüne uygun defter tutmuşsa, her iki tarafın defterleri birbiriyle karşılaştırılır. Her iki tarafın defterleri de birbirini destekliyorsa, bu defterler “kesin delil” niteliği kazanır.
Aleyhe Delil Niteliği
Ticari defterler, tacirin aleyhine her zaman delil teşkil eder. Yani, bir tacir usulüne uygun tuttuğu defterindeki bir kaydın kendi aleyhine olduğunu iddia edemez. Defterdeki kayıtlar, tacirin kendi beyanı niteliğindedir ve bu kayıtlar, tacirin aleyhine “kesin delil” olarak kabul edilir. Bu durum, ticari hayatın güvenilirliği ve şeffaflığı açısından büyük önem taşır.
Yemin Delili ile İlişkisi
Ticari defterlerin delil niteliği, yemin delili ile de yakından ilişkilidir. Eğer bir tacirin ticari defterleri usulüne uygun tutulmuş ve karşı taraf da tacir ise, ancak kendi defterleri usulüne uygun değilse veya hiç defter tutmamışsa, usulüne uygun defter tutan tacir, karşı tarafa “yemin teklif edebilir”. Bu durumda, karşı taraf yemin ederse defterdeki kaydın aksini ispatlamış sayılır, yemin etmezse defterdeki kayıt aleyhine kesin delil olur.
Ticari Defterlerin İncelenmesi Süreci
Mahkemede ticari defterlerin delil olarak sunulması ve değerlendirilmesi, belirli bir usul izlenerek gerçekleşir. Bu süreç genellikle bilirkişi incelemesini gerektirir.
Defterlerin İbrazı ve Saklanması
Taraflar, mahkeme kararı ile ticari defterlerini ibraz etmekle yükümlüdürler. Defterlerin ibrazı, genellikle mahkemenin belirlediği süre içinde ve yine mahkemenin belirlediği şekilde (örneğin, mahkeme kalemine teslim edilerek veya yerinde incelemeye hazır bulundurularak) yapılır. Ticari defterlerin saklanması yükümlülüğü de ticari işletmeler için hayati öneme sahiptir; zira bu defterler, olası uyuşmazlıklarda delil olarak kullanılmak üzere belirli sürelerle muhafaza edilmelidir.
Bilirkişi İncelemesi
Ticari defterlerin karmaşık yapısı ve muhasebe bilgisi gerektirmesi nedeniyle, mahkemeler genellikle defterlerin incelenmesi için bilirkişi atar. Bilirkişi, muhasebe veya maliye alanında uzman kişiler arasından seçilir. Bilirkişi incelemesi şu adımları içerebilir:
#### Bilirkişi Raporunun Hazırlanması
Bilirkişi, mahkemenin belirlediği çerçevede defterleri inceler. Bu inceleme sırasında, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, kayıtların doğruluğu, silinti veya kazıntı olup olmadığı, ilgili ticari işlemleri yansıtıp yansıtmadığı gibi hususlar değerlendirilir. Bilirkişi, inceleme sonuçlarını detaylı bir rapor halinde mahkemeye sunar. Bu rapor, mahkemenin karar verirken dayandığı en önemli belgelerden biridir.
#### Rapora İtiraz ve Ek İnceleme
Taraflar, bilirkişi raporuna itiraz etme hakkına sahiptir. İtirazlar, raporun hatalı veya eksik olduğu gerekçesiyle yapılabilir. Mahkeme, itirazları değerlendirerek ek bilirkişi incelemesi yaptırabilir veya yeni bir bilirkişi atayabilir. Bu süreç, delillerin tam ve doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlamak açısından kritik öneme sahiptir.
Usulüne Uygun Tutulmayan veya Sahte Defterlerin Durumu
Ticari defterlerin delil niteliği kazanabilmesi için usulüne uygun tutulmuş olması şarttır. Eğer defterler TTK hükümlerine aykırı olarak tutulmuşsa (örneğin, açılış veya kapanış onayları yapılmamış, kayıtlar düzenli değil, silinti veya kazıntı mevcut) veya sahte olduğu tespit edilirse, bu defterler tacirin lehine delil teşkil etmez. Hatta bu durum, tacirin aleyhine güçlü bir karine oluşturabilir ve karşı tarafın iddialarını destekleyebilir. Sahte defter tutmak veya gerçeğe aykırı kayıtlar girmek, aynı zamanda hukuki yaptırımların yanı sıra cezai yaptırımları da beraberinde getirebilir.
Antalya’da Ticari Uyuşmazlıklarda Hukuki Destek
Antalya’da faaliyet gösteren ticari işletmeler için ticari defterlerin doğru ve eksiksiz tutulması, olası bir hukuki uyuşmazlıkta elini güçlendirecek en önemli faktörlerden biridir. Ticari davalarda, defterlerin delil niteliğinin doğru anlaşılması, incelenmesi ve yorumlanması karmaşık hukuki bilgi ve tecrübe gerektirir. Özellikle bilirkişi raporlarına itiraz süreçleri, hukuki stratejinin doğru belirlenmesini zorunlu kılar.
Bu nedenle, Antalya’da ticari defterlerle ilgili bir uyuşmazlık yaşadığınızda veya defterlerinizin hukuki uygunluğunu sağlamak istediğinizde, alanında uzman bir hukuk bürosundan destek almak büyük önem taşır. Hukuki danışmanlık, defterlerin doğru tutulmasından, mahkeme süreçlerinde delil olarak sunulmasına ve bilirkişi raporlarının değerlendirilmesine kadar her aşamada işletmelerin menfaatlerini koruyacaktır. Bu tür davalarda profesyonel hukuki yardım, sürecin adil ve lehinize sonuçlanması için vazgeçilmezdir.

