İş ilişkileri, karşılıklı hak ve yükümlülükler üzerine kuruludur. İşverenin en temel yükümlülüklerinden biri, işçinin işini yapabilmesi için gerekli olan çalışma ortamını ve araç gereçleri sağlamaktır. Bu kapsamda, işçiye teslim edilen mobilya ve ekipmanlar, iş sağlığı ve güvenliği, işverenin gözetme borcu ve Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde önemli sorumlulukları beraberinde getirir. Özellikle Antalya gibi dinamik bir iş piyasasına sahip şehirlerde, turizmden tarıma, hizmet sektöründen sanayiye kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren işletmeler için bu sorumlulukların doğru anlaşılması, hem hukuki uyuşmazlıkları önlemek hem de sağlıklı bir çalışma ortamı tesis etmek adına hayati öneme sahiptir.

Bu makalede, işverenin işçiye mobilya ve ekipman teslimindeki hukuki sorumluluklarını, ilgili mevzuat hükümleri ışığında detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kapsamında Ekipman Sorumluluğu

İşverenin, işçiye teslim ettiği mobilya ve ekipmanlarla ilgili en temel sorumluluk alanı, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) mevzuatından kaynaklanır. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işverene, iş yerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlama yükümlülüğü getirir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Temel Yaklaşımı

İşveren, iş yerinde kullanılan tüm ekipmanların, işçinin sağlığına ve güvenliğine zarar vermeyecek şekilde olmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu sorumluluk sadece üretimde kullanılan makineleri değil, ofis ortamında kullanılan mobilyaları, bilgisayarları, yazıcıları ve diğer tüm iş ekipmanlarını da kapsar. İşveren, bu ekipmanların:

* Güvenli Olmasını Sağlamak: Teslim edilen ekipmanların tasarım, üretim ve kullanım açısından ilgili güvenlik standartlarına uygun olması gerekmektedir. CE işareti taşıyan ürünler tercih edilmeli, gerekli sertifikasyonlar kontrol edilmelidir.
* Periyodik Bakım ve Kontrollerini Yapmak: Ekipmanların düzenli olarak bakım ve onarımlarının yapılması, güvenli kullanımlarının devamlılığını sağlamak açısından zorunludur. Özellikle elektrikli aletler, kaldırma ekipmanları gibi risk taşıyan ekipmanlar için periyodik kontrol raporları tutulmalıdır.
* Kullanım Talimatlarını Sağlamak ve Eğitim Vermek: İşçilere, teslim edilen ekipmanların güvenli kullanımı hakkında yeterli bilgi ve eğitim verilmelidir. Kullanım kılavuzları, risk değerlendirme sonuçları ve acil durum prosedürleri hakkında bilgilendirme yapılmalıdır.
* Risk Değerlendirmesi Yapmak: İş ekipmanlarından kaynaklanabilecek risklerin belirlenmesi ve bu riskleri ortadan kaldıracak veya azaltacak önlemlerin alınması işverenin görevidir.

Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda meydana gelebilecek iş kazaları veya meslek hastalıklarından işveren doğrudan sorumlu tutulabilir. Antalya’daki birçok işletme için, özellikle inşaat, sanayi veya turizm sektörlerinde, bu tür ekipmanların doğru kullanımı ve bakımı büyük önem taşır.

Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD)

İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatının özel bir alanı olan Kişisel Koruyucu Donanımlar (KKD), işçinin sağlığını ve güvenliğini tehdit eden bir veya birden fazla riske karşı korunmak amacıyla giymek, takmak veya tutmak suretiyle kullandığı her türlü araç, gereç, alet ve cihazı ifade eder. İşveren, KKD’leri ücretsiz olarak temin etmek, bakımlarını sağlamak, kullanım eğitimlerini vermek ve kullanımını denetlemekle yükümlüdür. Örneğin, inşaat alanında baret, güvenlik ayakkabısı, yelek; kimyasal madde ile çalışan bir işçiye eldiven, maske gibi KKD’lerin sağlanması bu kapsamdadır. Bu donanımların eksik veya arızalı olması nedeniyle işçinin zarar görmesi halinde, işverenin sorumluluğu doğacaktır.

İşverenin Çalışma Ortamı ve Araç Gereç Teminindeki Borçlar Kanunu Kapsamındaki Sorumluluğu

İşverenin işçiye karşı sorumlulukları yalnızca İSG mevzuatı ile sınırlı değildir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK) da iş ilişkilerinde işverenin genel gözetme borcunu ve işçiye karşı diğer yükümlülüklerini düzenler.

İşverenin Gözetme Borcu ve Araç Gereç Temini

TBK madde 417 uyarınca işveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek, iş yerinde dürüstlük kurallarına uygun bir düzeni sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, işçinin işini yapabilmesi için gerekli olan uygun çalışma ortamını ve araç gereçleri temin etmeyi de kapsar. İşçiye verilen mobilya ve ekipmanlar, işçinin verimli ve sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi için uygun ve yeterli olmalıdır. Örneğin, ergonomik olmayan bir sandalye veya yetersiz aydınlatma nedeniyle işçinin sağlık sorunları yaşaması durumunda, işveren bu gözetme borcunu ihlal etmiş sayılabilir.

İşçiye Zimmetlenen Demirbaşlar ve Kullanım Sorumluluğu

Birçok işletmede, işçilere işlerini yapmaları için bilgisayar, cep telefonu, araç gibi demirbaş niteliğindeki ekipmanlar zimmetlenir. Bu durum, işverenin mülkiyetinde olan bu eşyaların işçinin kullanımına tahsis edilmesi anlamına gelir. Bu tür durumlarda:

* Zimmet Tutanağı: İşveren, işçiye teslim ettiği demirbaşlar için mutlaka yazılı bir zimmet tutanağı düzenlemelidir. Bu tutanakta, teslim edilen malzemenin cinsi, modeli, seri numarası, teslim tarihi ve varsa mevcut durumu (hasarsız, çizik vb.) açıkça belirtilmeli ve hem işveren hem de işçi tarafından imzalanmalıdır. Bu tutanak, olası anlaşmazlıklarda önemli bir delil teşkil eder.
* İşçinin Özen Borcu: İşçi, kendisine zimmetlenen ekipmanları işin gerektirdiği özenle kullanmak, korumak ve amacı dışında kullanmamakla yükümlüdür. Bu, normal kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskime dışında, ekipmana kasten veya ağır ihmal ile zarar vermekten kaçınmayı içerir.
* İade Yükümlülüğü: İş sözleşmesinin sona ermesi halinde, işçi kendisine zimmetlenen tüm ekipmanları eksiksiz ve kullanıma uygun şekilde işverene iade etmekle yükümlüdür.

Antalya’da özellikle satış, pazarlama veya saha operasyonları yürüten firmalarda araç, tablet veya akıllı telefon gibi ekipmanların zimmetlenmesi sıkça rastlanan bir durumdur. Bu süreçlerin şeffaf ve yazılı kurallara bağlanması, hem işverenin malvarlığını koruması hem de işçinin olası haksız isnatlardan korunması açısından kritiktir.

Ekipman Hasarı veya Kaybında Sorumluluk Paylaşımı

İşçiye teslim edilen mobilya veya ekipmanların hasar görmesi veya kaybolması durumunda sorumluluk tespiti, olayın koşullarına göre farklılık gösterir.

İşçinin Kusuru ve İşverenin Sorumluluğu

İşçinin kendisine teslim edilen ekipmana zarar vermesi halinde, bu zararın tazmin edilip edilmeyeceği işçinin kusur derecesine bağlıdır.

#### İşçinin Kasıt veya Ağır İhmali

İşçi, kendisine zimmetlenen veya kullandığı ekipmana kasten zarar verirse veya ağır ihmali sonucu zarar meydana gelirse, bu zararı tazmin etmekle yükümlü olabilir. Kasıt, işçinin bilerek ve isteyerek zarar verme eylemidir. Ağır ihmal ise, normal bir insanın göstermesi beklenen en basit özenin dahi gösterilmemesidir. Örneğin, işçinin bilgisayarı bilerek yere atması veya değerini bildiği halde su dolu bir yere düşürmesi ağır ihmal olarak değerlendirilebilir. Bu durumda, işveren zararın tazminini işçiden talep edebilir ve 4857 sayılı İş Kanunu madde 25/II-ı uyarınca haklı nedenle derhal fesih hakkı da doğabilir. Ancak, işçinin ücretinden kesinti yapılarak tazminat tahsil edilmesi belirli yasal sınırlamalara tabidir ve işçinin rızası veya mahkeme kararı olmaksızın doğrudan yapılamaz.

#### Normal Yıpranma ve Kullanımdan Kaynaklanan Hasarlar

İş ekipmanlarının normal kullanımı sonucu meydana gelen aşınma, yıpranma, eskime veya küçük arızalar işçinin sorumluluğunda değildir. İşverenin bu tür durumlar için ekipmanların bakım ve onarımını sağlaması gerekir. Örneğin, bir ofis sandalyesinin kumaşının zamanla yıpranması veya bir bilgisayarın pil ömrünün azalması gibi durumlar işçinin kusuru olarak değerlendirilmez.

#### İşverenin Bakım ve Denetim Yükümlülüğünün İhlali

Eğer ekipman, işverenin bakım veya denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle hasar görmüşse, sorumluluk işverene aittir. Örneğin, arızalı olduğu bilindiği halde tamir edilmeyen bir makinenin işçiye zarar vermesi veya işçinin ekipmanı güvenli bir şekilde kullanabilmesi için gerekli eğitimin verilmemesi sonucu oluşan hasarlar işverenin sorumluluğundadır.

Teslim ve İade Prosedürleri ile Belgelendirmenin Önemi

İşveren-işçi ilişkilerinde mobilya ve ekipman teslimi ile ilgili yaşanabilecek uyuşmazlıkları en aza indirmenin yolu, şeffaf ve doğru belgelendirmeden geçer.

Zimmet Tutanakları ve Envanter Yönetimi

Yukarıda da belirtildiği üzere, işçiye teslim edilen her türlü demirbaş niteliğindeki eşya için zimmet tutanağı düzenlenmesi büyük önem taşır. Bu tutanaklar, sadece teslimatı belgelemekle kalmaz, aynı zamanda ekipmanın teslim anındaki durumunu da kayda alarak olası hasar iddialarında referans noktası olur. Tutanağın ıslak imza ile düzenlenmesi, yasal geçerliliği açısından elzemdir. İşverenler, bu tutanakları düzenli bir envanter yönetim sistemi ile desteklemeli, ekipmanların seri numaralarını, modellerini ve teslimat tarihlerini takip etmelidir.

İş Sözleşmesinin Sona Ermesinde Ekipman İadesi

İş sözleşmesinin feshi veya sona ermesi durumunda, işçiye zimmetlenen tüm ekipmanların işverene eksiksiz ve hasarsız bir şekilde iade edilmesi gerekmektedir. İade sırasında da bir iade tutanağı düzenlenmesi ve ekipmanın mevcut durumunun belgelenmesi önemlidir. Eğer işçi, kendisine zimmetlenen ekipmanı iade etmez veya kasten/ağır ihmal ile zarar verdiği tespit edilirse, işveren yasal yollara başvurarak zararın tazminini talep edebilir. Ancak, bu süreçte hukuki prosedürlere titizlikle uyulması, işçinin alacaklarından (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret vb.) mahsup yapmaktan kaçınılması ve yargı yolunun tercih edilmesi, olası uyuşmazlıkların doğru çözümü için önemlidir.

Antalya’daki birçok işletme için, özellikle personel devir hızının yüksek olabileceği sektörlerde, bu iade süreçlerinin doğru yönetilmesi, hem mali kayıpları önlemek hem de hukuki sorunlardan kaçınmak adına kritik bir rol oynar.

İşverenin işçiye mobilya ve ekipman teslimindeki sorumluluğu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve İş Kanunu gibi temel mevzuat hükümleriyle şekillenen çok yönlü bir konudur. İşverenlerin, işçilerine güvenli ve uygun çalışma ortamı ile araç gereçleri sağlamak, bunların bakımını ve denetimini yapmak, aynı zamanda zimmetlenen eşyaların takibini ve iadesini usulüne uygun şekilde yönetmek yükümlülüğü bulunmaktadır. İşçilerin de kendilerine teslim edilen ekipmanları özenle kullanma ve koruma borcu vardır. Bu sorumlulukların karşılıklı olarak doğru anlaşılması ve yerine getirilmesi, Antalya’daki işletmeler ve çalışanlar arasında sağlıklı, verimli ve hukuki uyuşmazlıklardan uzak bir çalışma ortamının temelini oluşturur. Bu karmaşık hukuki süreçlerde proaktif davranmak ve uzman bir hukuk danışmanlığından destek almak, hem işverenler hem de işçiler için olası mağduriyetlerin önüne geçmenin en etkili yoludur.